SENDİKALAR, İŞÇİLER VE SİYASET

Türkiye'de Sendikalar ve Sendikacılar Kamuoyu tarafından masaya yatırılıp sorgulanmalı..

 Geçtiğimiz aylarda  bir Sendikanın Genel başkanı,üyesi işçi tarafından vurularak öldürülmüştü..Ancak kamuoyu ne oluyor diye fazla üzerinde durmadan konu kapandı..1992 yılından bugüne  üye,temsilci ve yönetici olarak bir sendikaya aidat ödedim ,görev yaptım.Sonuç; Hiçbir Disiplin suçum olmamasına rağmen Genel Başkanın ve kendisini yönlendiren sözde Eğitim Sekreterinin  Alicengiz oyunlarıyla,4,5 yıllık tazminatım gaspedildi şimdi mahkeme sürecindeyiz...Benim gibi birçok arkadaşımda mağdur olduğu için bir işyeri bu sendikadan istifa ettiler ve başka sendikaya geçtiler..Buna istinaden eski sendikanın Genel Başkanı sendikal özgürlüğüm kısıtlanıyor diye hiçbir zaman yüzyüze gelmediği 4 arkadaşıma dava açtı..Bu konuyu önümüzdeki günlerde detaylı ele alacağız...

   Havuz medyası gündeme getirmese de Aliağa da günlerdir bir işçi kıyımı yaşanıyor..Aliağa Belediyesi 179 işçinin işine son verdi  birkaç arkadaşı da evinden ailesinden çocuğundan ayırarak başka şehirlere sürgüne gönderdi..Bu resmen Mobing dir..Aliağa da günlerdir eylemler yapılıyor yada yapılmaya çalışılıyor desek daha doğru olur..Çünkü sadece Belediyede örgütlü olan sendika ve diğer konfederasyona bağlı sendika mücadele etmeye çalışıyor..Ancak kişisel kanaatim bir sonuç alınamayacağı yönünde..Çünkü bunun örneklerini Tekel de Çaykur da ,yaşadık..İnşallah yanılırım o insanlar işlerine,ekmeklerine tekrar kavuşurlar..Peki çözüm ne?  Çözüm önce sendika ve konfederasyonların koltuk kavgalarını bırakıp,beraber işçi sınıfı adına mücadele vermeleridir..Şimdi bakıyoruz Belediyede örgütlü olan sendika kendine özgü bir slogan kullanıyor diğeri başka bir slogan o zaman,diğer konfederasyona bağlı sendika görevlisi oraya gitmeye çekiniyor..Burada esas olan sendikayı ön plana çıkarmak değil,oradaki haksızlığa uğrayan işçiyi ön plana çıkarmak olmalıdır..

 Yine Tüpraş ta sıkıntılı bir TİS sürecinden sonra,Yüksek Hakem Kurulu işverenin istediği gibi sözleşmeyi 3 yıla çıkardın ve %6 ile sözleşmeyi bağıtladı..Son 15 günde çay a şeker e elektriğe ortalama %15-20 lere varan zamlar yapıldı..El insaf derler adama..

Ülkenin hemen bütün kurumları siyasileşip kutuplaştığı için YHK da buna uygun bir karar vermiştir..Yani sermayeden yana..Bugünkü iktidar  tamamen sermayenin kontrolündedir diyemeyiz çünkü zaten  kendisi,tam bir sermayedardır..Vergilerle ayakta tutulmaya çalışılan, üretmeyen bir ülke haline getirildik maalesef.

 Bugünlerde bir de,CHP li belediyelerde işçi kıyımı sendika değişikliği yaygarası kopartılıyor..Aliağa Belediyesi ve Tüpraş işçilerine kör ve sağır olan ulusal medya birden işçi-sendika savunucusu oluverdi..Vay efendim işçi  çıkarılıyor vay efendim sendika değiştirme baskısı yapılıyor diye..Akp li belediyeler iktidara geldikten sonra işçileri baskıyla Hak-iş e bağlı sendikalara geçirdiler.Bunun örneklerini hepimiz biliyoruz..Şimdi Hak-iş in genel başkanı çokmış açlık grevi yapacağız diyor..Adama hadi ordan derler..Biraz samimi olmak lazım..Aynı Genel Başkan Kıdem Tazminatının Fon a devredilmesine destek veririz diyor..Eskilerin dediği gibi,bu ne perhiz ne lahana turşusu..Hak-iş kuruluşundan bu yana herzaman İktidar yanlısı olmuştur..Kurucu başkanlarının 1 gün dahi SGK lı işçi olarak çalışmışlığı yoktur..

Sendika demek işçinin ta kendisidir..Ancak günümüzde birçok sendikada ,işçinin dediği değil,Genel Başkanların dediği oluyor..Çünkü Genel Başkanın kendisine tehdit gördüğü aşağıdan gelen idealist insanlar bertaraf ediliyor buda işçi sınıfının geleceğini mücadele azmini yok ediyor..

Bu durum da Gerçekten geldiği yeri unutmayan,sınıf mücadelesi veren az sayıda kalan Sendikacılar ve Genel Başkanların elini kolunu bağlıyor..

 Yazını başında da belirttiğim gibi konuşulacak çok şey var Sendika ve Sendikacılar üzerine..Umarım birgün herşey samimice ortaya dökülür ve Herkes payına düşeni alır..Kalın Sağlıcakla....